03 Aralık 2005

Uzun zaman oldu

Aydın gittiğinden beri Sude ile uğraşmak, full time vaktimi onunla geçirmek çoğu zaman süper bir süreç ama bir yandan da o kadar yorucu, karşımda devamlı öğrenen, anlayan, anlatan, konuşan bir beyin var ve ben her hareketimde tetikte beklemekten yorgunum fakat olduğum gibi davranıyorum, işte o zaman her şey daha zevkli oluyor, anne-kız beraber ben işten gelir gelmez, kalabalıktan kaçırıp yatak odama ya da Sude'nin odasına götürüyorum, beraber oturuyoruz ve ben O'na günümü anlatırken hatun bir babasının resmini alıp öpüyor, bir benim makyaj çantamı, takı sandığını boşaltıyor, uzun zamandır bir türlü okuyamadığım Çılgın Türkleri alıp bir güzel benim yerime okuyor, annneeee dıgı dıgıı aaa bayaakkkkk diye kapağını anlatıp sayfaları çeviriyor, anneee dedeeee diyor askerleri görüp, Atatürk'ü görüyor, anneee adadüüüüü diyor, öp kızım diyorum muck muck herkesi öpüyor ama hani anne dediğimde bna bakıp hıh diyiip resmen dalga geçerek gülüyor... Anne sütünü azalttık iyice, şöyle ki, çocuğum geceleri aç kalıyormuş meğersem, 3 haftadır yatmadan önce süt-bisküi ya da yoğurt yiyoruz büyük kaselerde ve çok şükür 3 haftadır 2 gece hariç hiç eziyet etmedi miniğim bana... Bebekken ayrı bir tadı vardı, şimdi apayrı, derdini anlatmaya başlayıp bireyliğinini farkına vardığında iyice tatlı olacak fakat iş büyüdükçe daha da zorlaşacak eminim ama öyle bir sevgi ki bu her şeyde ayrı bir tat ayrı bir mutluluk yaşıyoruz, annelik bazen enayilik gibi, ne olursa olsun kayıtsızca seviyorsun, karşılık olmayınca enayilik mi oluyor? O'na da bir şey diyemeyeceğim şimdi ama ne bileyim, o kadra seviyorum, özlüyorum, kokusunu beynime yüreğime kazıyorum, sonra da bir olay olup beni dinlemediğinde hatta takmadığını alenen belli ettiğinde acaip bozuluyorum... Elimizde kalem acaip yazıyoruz, eskiden ne yazdın dediğimizde Duudeee diyordu (sude), sonra duuudeee bayaaaa oldu (sude bayar) şimdi ise ne çizdin dediğimde bazen dude, bazen aaaç (ağaç) bazen aaaaba (araba) bazen maoooovvv (kedi) böyle artık hayali çizimlerimiz var, dün akşam almış pilot kalemi eline, artık duvar boyama çalışmalarına da başlamış, bir baktım holdeki mine rengi duvar sürrealistik mavi çizgilerle dolu bir hale gelmiş, yani yer cücesi boyutlarındaki kızım, duy sesimi Aydııın, eve geldiğinde şimdi boya işi de çıktı. Evveli gün mutfaktayım, anneee diyip koştı geldi bacaklarıma sarıldı, bitti işim annem geliyorum dedim, anneee kakaaaaa dedi, belli oluyordu zaten Sude, gelirkenden misler gibi kokular saçıyordun diyorum, manyak bu yaaa bana kıkır kıkır gülüyor, denilen her b.ktan anlıyor, bir menimmmm (benim) furyası tuttu 1 aydır, her şey O'nun, en son dün maç yaptığımız, kale olarak kullandığı duvara yanlışlıkla Semin dayanma gafletinde bulununca kız ağır bir şaplak aldı yanağına, o meniimmm diye bağıran bir sıpa tarafından, duvar da O'nunmuş, pes yani kızım... Teletubbiesleri çok seviyoruz, laptopta, tvde cdçalarda her yerde anneee aççç diyor elinde cd, bebeee diye güneş bebeği sevmeler, bababiii merhabalar, sarılalım dediğinde en sevdiğim kısma geliyoruz, koşa koşa gleip bana sarılıyor, artık her cdyi ezberledim, hoş akşamları çıkan dandirik dizilerden de kurtulmuş oluyorum sayesinde yaa, buna da şükür. Bir gece beraber yatalım istedim, o da yani İst.dan döndüğüm gece, acaip özlemişim, bir sağa bir sola, ayakları ağzımın içinde, 2 sn. sonra o ayak göbeğime inan bir tekme, 2 sn. rahat durmadı, götürdüm yatağına, hanımefendi battaniyesine bir sarılıp hıımmmm diye iççekişi var, sanki işkence etmişim koca çift kişilik karyolada, beğendiremedik, tam bir zıpır yaaa... Azarlamalar, işaret parmağı havada hııı diye kızmalar, fincan takımı almıştım, zorla oynamalar, beni resmen çekip oturtuyor, kek ikram ediyor, çay koyup uzatıyor felan, ben de ohh eline sağlık kızım mmm diyorum, o da kekten hım hım diye yiyor mutlulukla, sanki yeni fırından çıkarmış cadı, geçen babası ile konuşuyorum tel.de kitabı getirdi anne aççç diyor, kızım tel.de konuşuyorum dedim, aldı elimden tel.i, acaip bir el çevikliği var, yakalayamıyorsunuz bile nerede ne yapıyor, kapağını kapattı, zigonun üstüne koyup sanki hi bir şey olmamış gibi kitabı uzattı, ben o anda şok izliyorum, ne derse o olacak daha 17 aylık çok bilmiş bir erkek Fatma ile muhatabım. Başka nelerini anlatayım tek tek anlattım ama inanın o kadar çok şey var ki, eskiden devamlı bir şeyler bekleyen, muhtaç bir bebek vardı kucağımda, gül kokulu, şimdi o gül kokusuna ter kokusu karışıyor, altını alırken ayağını uzatıp parmak aralarını temizleten bir surat görüyorum, paylaşımlarımız arttı yani , ama insanın içi öyle bir akıyor ki her anne diyişinde, evveli gün bir avuç çam fıstığı künar yemiş, iç fıstık hani içli pilavda kullanılan o ağır şeyden, midesi bozuldu tabi gece boyunca devamlı kustu, gece de uyuyamadı dolayısıyla, en son artık içim geçmiş ,annem lütfen uyu artık ne istiyorsun diye kızacaktım ki gözler yarı aralık annneee diyip kafasını kaldırdı, başının altındaki kolumu öpüp tekrar yattı, o anda içim nasıl fırtınalarla doldu anlatamam, hadi kolaysa kalk da kız, tam tersine bende uyku muyku kalmadı, bebeğim neyin var diyiip başında bekledim gece, 2 saatlik uykuyla da işe döndüm ama içimde sevgisinin getirdiği bir dinçlik, süper bir his... En çok hoşuma giden duyguarını böyle içinde biriktirmeden ifade etmesi, keşke hepimiz hayatımız boyunca bunu başarabilsek, mutluysa mutlu, üzgünse üzgün ama 2 sn. sonra yine mutlu, hoşlanmadığı kişilere direk tavrını takınan, hoşlanmadığı durumlardan kaçıp asla yanaşmayan bir tip var önümde, bilmiyorum hayat O'nu nasıl şekillendirecek ama bu birmaç ve eminim beraber yaptığımız gibi bir sürü gol atacak, sonra da kollar havada "goooo" diye bağırarak etrafında dönerek dans edecek, hayatın başarıyla, sağlıkla, mutlulukla dolsun prensesim...

1 yorum:

asliberry dedi ki...

Aliye merhaba,
Ben seni rastgele 20 şey için sobeledim, eğer vaktin olursa, cevaplarsan, merakla beklerim.
Sude'yi öpüyorum.
Sevgimle,