18 Şubat 2011

İŞÇİ

Müniş büyüyünce kitapçı, Semin banyocu, babaanne namazcı, büyükanne çaycı, yenge bulaşıkçı, baba çalışmacı, anne.... annneeee annnnnneeeee: İŞÇİ olacak.

16 Şubat 2011

2011!!!! SUDE İLKOKUL'DA SERİSİ...

2010 bitti, 2011'den 2 ayı yemek üzereyiz.
Canım kızım, bu satırları sana fuardan yazıyorum.
Giderken sıkı sıkı sarılman, kokun hala yanımda.
Öndişlerin de çekildi dün, kimbilir gülüşün ne kadar güzelleşti... Dalga geçmiyorum, gerçek görüşüm bu...
Zor bir 2010 geçirdik, şükür, 2011 başı hele daha zor oldu, motto neyim düşünecek ne halim ne de takatim vardı. Sen de farkındaydın herşeyin, umarım "nazar"dır üzerimizdekiler, umarım atlatırız hepsini..
Gerçi sen yanımda ve sağlıklı olduğun sürece vız gelir tırıs geçer herşey ama... ama işte, söküp alırlarken seni kontrolümü kaybettim, kendimi, duygularımı, unutmam bunu asla, kindarlıksa kindarlık, sürdürürüm ben bunu.
Neyse, cumartesi gecesi kokunu içime çekince geçecek her şey yine inşallah.
Başlayalım doldurmaya buraları, ne de olsa öğrendin artık OKUMAYI YAZMAYI!!!

31 Mart 2010

"Dexter"sız günler


Şok bir son ile bitti, melek yüzlü katil, ama bu burada bitmez, üçlemecinin alakası olduğunu düşündüm bir an banyoda bittiğinden ötürü... Hayır ama ağlak Debbie sinirimi bozuyor, böyle bir abin var, kırk yıl sırtın yere gelmez (bir de gerçek hayatta beraber olduklarını duymuştum bir yerden acaba doğru mu ki?) Zor geçecek günler zor...
Sude ile projeleri gereği şimdi evimizde mercimek, börülce ve nohut bahçesi yetişecek neredeyse...
Ha bir not, Sudecim fıstığım bunu mutlaka okuman gerek 10 sene sonra:
1. S: Anne ben her gece Allah'a dua ediyorum ama dualarım hiç kabul olmuyor neden?
    B: Ne dua ediyorsun kızım?
    S: Anne, Efe ve Ata'dan nefret ediyorum, hep bana bulaşıyorlar, beni hep rahatsız ediyorlar, benimle dalga geçiyorlar hep, ben de dua ediyorum bütün dünyadaki erkekler yok olsun diye....mmmm şey babalar hariç ama.
2. S: Anne nasıl aşık olunur?
    B: Sude'cim, yaşın gelince göreceksin, kalbin pır pır olacak, umarım sana değer veren, seni hakeden, iyi kalpli biri ile karşılaşırsın, ama ilk bana söyliceksin tamam mı?
    S: Anne ben aşık olmıycam.
    B: Ama yaşın gelince görürüz konuşuruz.
    S: Hayır anne ben aşık olmıycam, evlenmiycem, sizden hiç ayrılmıycam, evimi çok seviyorum.
    B: Tamam o zaman, aşıkınla beraber odanızı ayarlarız bizimle kalırsınız.
    S: Anneeeeeee!!!!!!!!
3. S: Anne benim odamı şöyle yapalım böyle yapalım şunu koyalım bunu boyayalım....
    B: Sude süper fikir, bence sen büyüyünce iç mimar ya da tasarımcı ol...
    S: Hayır anne ben büyüyünce ev hanımı olacağım
    B: Hönk... Nasıl yani Sude, eğer öyleyse söyle boşu boşuna bu kadar masraf yapmayalım, hehehehehe
    S: Anne ya dalga geçme, ben evde olucam, kitap okuyacam, resim yapıcam, temizlik yapıcam bir de.
    B: Aferin... (Yine kendi kendimi yemeler, ben bu çocuğa yetişemiyorum, evde görmüyor beni, o yüzden şimdi de böyle diyor, hüngürtler....)

12 Ocak 2010

Pratiğe dökme çabası


Geçen sene bizim bahçe evinde ineklerin nasıl sağıldığını gördükten sonra parkta bu olaya şahit olduk, no comment!

06 Ocak 2010

Dexter


* Yaşasın... Pazar günü izledim, sonra gece tekrarını yine izledim.
* Hiç bir ikramiye falan çıkmadı piyangodan.
* Turgutreis'teydik yılbaşında. İlginç insanlarla tanıştım, onlarla sohbet ettiğim için Aydın ile takıştık, çok komikti.
* Ertesi gün denize giriyordu İskoçlar. Hava çok güzeldi.
* Haftasonu Sude ile güzel vakit geçirmek istiyorum.
* Dün akşam Sude: "Anne, kardeşim olunca yılbaşında O'na hediye vereceğim, ama şimdi değil, 2 sene sonra... Şimdi kardeşim olsun istemiyorum"
* Kokoş topuklu terliklerden aldım, sabah kalkar kalkmaz ayağında, yatana kadar!!!!! Ne zaman bu kokoşluk hevesi bitecek bilmiyorum (Sanırım kendimi kandırıyorum, hep süslü bir kızım olacak.)

28 Aralık 2009

Ross ve Schumi



Ne yapayım, kendimi tutayım desem de olmuyor, kırmızı ile güzeldiler, insanın içi kıpır kıpır oluyordu, şimdi bir zamanlar içinde Mika'nın oturduğu yerde sen olacaksın... Sude henüz çok küçük olduğu için gelememiştim Pendik'e, siyah beyaz olsa da, fark etmez, aşkım Ferrari diil sendin çünkü ey aziz "rain master"!!!
Bu sene yazdırırım t-shirte "I love you Schumi" diye hem Sudişe, hem de bana, isterse eğer Aydın'a, uçarım senin yanına, umarım, dua ediyorum...

23 Aralık 2009

Portfolyö + İlkokul+ Doğuştan feminist

Yıl sonu etkinliği, oyunlar, geceler olmuyor Sude'nin kreşinde. Şöyle güzel bir çalışmaları var, günlük tutuyorlar isteklerine göre çocuklar, resimlerde ya da nasıl isterlerse geçirdikleri günü anlatıyorlar sayfalara, sonra hepsinin bir klasörü var, 3 ayda 1 falan böyle velileri çağırıyorlar, önceden hiçbir hazırlık yok, el ele gidiyoruz okula, Sude oturup açıyor klasörünü, günlüğünü içinden geldiği gibi anlatıyor ya da hiç anlatmıyor, nasıl dilerse, seramiklerini, danslarını, cimnastiklerini, müziklerini (orf diyor onlar), incelemelerini (gems dedikleri maket gibi şeyler var) anlatıyor, herhalde bir 10 dk terazi önünde durduk, iki kollu terazi, merdiven gibi adımlar, asıyoruz çubukları, uzağa gidince öbür tarafa hemen bir adam daha koy, dişin içini aç, lalenin içini aç, böceklere bak, hatta sen de böcek ol, onlar gibi gör etrafı... Eğlenceli şeyler bunlar ama en önemlisi elbette Sude'nin mutlu ve huzurlu olması, gelişimini izlerken görmek en iyisi...
Ama seneye ne yapacağız? Bir kere İngilizce cümleler kurması, hazırlıksızken böylesine rastgele sorulara öğretmenine İngilizce cevap vermesi çok hoşuma gitti, seramik ise cabası, öyle şeyler hayal etmiş ki ve güzel şekil vermiş 3 boyutlu, yetmemiş arkadaşlarına da yardım etmiş... Gurur duydum, fakat seneye ve daha sonraki yıllarda devlet okuluna gitsin istiyorum, diğer çocuklarla olsun, şartlarımızdan duvarlarla örülü uzak mabet ideal okullarda yaşamasın istiyorum...
Şimdilik yine anne-kız kaldık, baba yok, toplantıda 8 gün boyunca, keyfimize bakıyoruz:
"Anne şimdi bu dünyada en sevdiğim kişinin baş harfini ipucu söyleyeceğim, a, ardından l sonra... "
"Anne seninle yine şu Ada ve Asya konusunu görüşmek istiyorum, ben bugün erkeklerle oynamak istedim ama onlar beni kızların yanında istedi, ben bunu yapmak zorunda mıyım anne?"
"Baba artık bundan sonra yemek sonrası biz kızlar oturacağız, siz de bulaşıkları yıkayıp masayı toplayacaksınız, yeter ama, bu haksızlık!"(bir el belde, öbür elin işaret parmağı havada sallanıyor, kaşlar çatık) Susma Sude, sakın susma yoksa sıra sana da gelecek...