23 Aralık 2009

Portfolyö + İlkokul+ Doğuştan feminist

Yıl sonu etkinliği, oyunlar, geceler olmuyor Sude'nin kreşinde. Şöyle güzel bir çalışmaları var, günlük tutuyorlar isteklerine göre çocuklar, resimlerde ya da nasıl isterlerse geçirdikleri günü anlatıyorlar sayfalara, sonra hepsinin bir klasörü var, 3 ayda 1 falan böyle velileri çağırıyorlar, önceden hiçbir hazırlık yok, el ele gidiyoruz okula, Sude oturup açıyor klasörünü, günlüğünü içinden geldiği gibi anlatıyor ya da hiç anlatmıyor, nasıl dilerse, seramiklerini, danslarını, cimnastiklerini, müziklerini (orf diyor onlar), incelemelerini (gems dedikleri maket gibi şeyler var) anlatıyor, herhalde bir 10 dk terazi önünde durduk, iki kollu terazi, merdiven gibi adımlar, asıyoruz çubukları, uzağa gidince öbür tarafa hemen bir adam daha koy, dişin içini aç, lalenin içini aç, böceklere bak, hatta sen de böcek ol, onlar gibi gör etrafı... Eğlenceli şeyler bunlar ama en önemlisi elbette Sude'nin mutlu ve huzurlu olması, gelişimini izlerken görmek en iyisi...
Ama seneye ne yapacağız? Bir kere İngilizce cümleler kurması, hazırlıksızken böylesine rastgele sorulara öğretmenine İngilizce cevap vermesi çok hoşuma gitti, seramik ise cabası, öyle şeyler hayal etmiş ki ve güzel şekil vermiş 3 boyutlu, yetmemiş arkadaşlarına da yardım etmiş... Gurur duydum, fakat seneye ve daha sonraki yıllarda devlet okuluna gitsin istiyorum, diğer çocuklarla olsun, şartlarımızdan duvarlarla örülü uzak mabet ideal okullarda yaşamasın istiyorum...
Şimdilik yine anne-kız kaldık, baba yok, toplantıda 8 gün boyunca, keyfimize bakıyoruz:
"Anne şimdi bu dünyada en sevdiğim kişinin baş harfini ipucu söyleyeceğim, a, ardından l sonra... "
"Anne seninle yine şu Ada ve Asya konusunu görüşmek istiyorum, ben bugün erkeklerle oynamak istedim ama onlar beni kızların yanında istedi, ben bunu yapmak zorunda mıyım anne?"
"Baba artık bundan sonra yemek sonrası biz kızlar oturacağız, siz de bulaşıkları yıkayıp masayı toplayacaksınız, yeter ama, bu haksızlık!"(bir el belde, öbür elin işaret parmağı havada sallanıyor, kaşlar çatık) Susma Sude, sakın susma yoksa sıra sana da gelecek...

Hiç yorum yok: