13 Aralık 2005

Sude 18 aylık

Kaçırmamak lazım kelimeleri, onları sıralayayım, nasıl söylüyorsa öyle yazacağım, uzatılan kelimeler tekrarlı şekilde yer alıyor:
  1. anne (anne)
  2. baba (baba)
  3. ayyaaa (ayla)
  4. abbaa (abla)
  5. abiiii (abi, i harfini uzatıyoruz)
  6. aydede (aydede)
  7. ağaaşş (ağaç)
  8. usss (kuş)
  9. gakk gaakk (bu da kuş)
  10. maovvvv (kedi)
  11. avvv avvv (köpek)
  12. lalaaaa (teletubbies, lala)
  13. aaaba (araba)
  14. menim (benim)
  15. dittt (git)
  16. dell (gel)
  17. biiiss (bir)
  18. üsss (üç)
  19. bess (beş)
  20. Besbes (para)
  21. dede (dede)
  22. hayaa (hala)
  23. besttt (basket)
  24. gooo (gol)
  25. çiçee (çiçek)
  26. bayaak (bayrak)
  27. adadüü (atatürk)
  28. gagak (yumurta)
  29. buu (su)
  30. mama (makarna ya da köfte nerede dediğimde gösteriyor ama şimdilik bütün yemekler mama)
  31. bebeee (bebek)
  32. pakaaa (park)
  33. oppp (top)
  34. cici (kıyafetleri)
  35. beşşş (bez, alt bezi)
  36. üfff (kalorifer)
  37. baooo (banyo)
  38. aççsss (aç)
  39. Dudee (Sude)
  40. Bayaaa (Bayar)
  41. kakkaaa (kaka)
  42. bababii (merhaba)

Gülşah gelmişti haftasonu, kızkardeşim, uğurlarken abaaaa didiyoooo nasıl ağlıyor, ama kızım büyüyüp sen de en güzel okullara gideceksin dedim el sallamaya başladı, bay bay diyip öpücük gönderiyor, sonra arabaya bindik başladı şarkı gibi mırıldanmaya, abbaa dittii, babaa dittii, annee dittii, kızım anne burada bak geldi diyorum, babaaa dell delll diye babasını çağırıyor, iyice özledi yani anlayacağınız. Koridorda futbol oynuyoruz, araba kullanıyoruz, basket oynuyoruz, ardından evcilik setmizi getirip karşılıklı çay-kahve içiyoruz ama 2 gündür yine iştah kesildi, neyse fazla zorlarsam zaten kusuyoruz ya. Devamlı konuşuyor, anlıyor, beraber ortalığı topluyoruz, dağıtıyoruz, gayet güzel geçiyor nazar değmesin tek eksiğimiz babamız, özledik ailecek, keşke gelse bir an önce, haftaya ben de seyahate çıkacağım, 23'ünde gelecek Aydın, burada olsam diye dua ediyordum olacağım sanırım, İzmir, Antalya, Ankara ardından 22 gecesi evdeyim umarım. Azı dişlerimiz çıktı, köpek dişleri zorlayacak sanırım, acaip benim sendromumuz hala tam gaz devam etmekte. Yaız yazma işini ilerletti demiştim, kalemi sol eline alıyor, karışmıyorum hangisini kullanırsa kullansın ama mesela ucundan tutunca kızım doğru tut kalemi diyorum hemen sağına geçirip aynen bizim tuttuğumuz gibi tutuyor, ondan sonra yazıyor duuudee bayaaa, ağaşşş gaaakkk gaakkkk ne biliyorsa çiziyor kendince, arada mutfak dolabım da kaynadı, kalem geçer geçmez eline defter, bitti mi diğer sayfa, hızını alamıyor artık neresi denk gelirse, tabi yakalayabildiğiniz kadar kontrolünüzde . Çok komik bir kızım var ya, acaip eğleniyorum O'nunla oynarken, yemek yerken, yaratıcılık da artıyor, dün ıspanaklı pilav yapmış kayınvalidem, yoğurtla yedireceğim, ıspanağın sap kısmı geldikçe öğürüyor, kusacak, blendirdan geçirdim mecburi, yoğurtla karıştırdım, iğrenç görünüyor ama yiyecek yani kaçarı yok, Sude bak içinde periler var neler diyorlarmış kızım, eğilip kulağımı yaslıyorum, hımm tamam Sude yiyecek ki siz de O'nu cici yapacaksınız, ayy ne güzel şeyler bunlar bak kızım felan derken ancak yarım kase yedi ama ona da razıyım artık.

Bebeğin dün 18 ayını tamamladı, kocaman oluyor gün be gün ve eve gittiğimde sağ sağlim, kucak kucağa zaman geçirmek dünyanın en güzel hazinesi, yorgunluktan ölüp bitsem de 5 dk. beraber oyun oynamak O'nun için ne kadar önemliyse benim için de o kadar dinlendirici, gözlerindeki ışıltıyı takip etmek, bitmeyen enerjisini gözlemek, devamlı bana bir şeyler sorması, öğrenmek için o çabaları, her anım O'na hayran olmakla geçiyor, devamlı bir kendi başarma takıntısı var, tren almıştım, pillerini takarken bana bir azar çekti, aldı eline tornavidayı doğru yere yani vidaya denk getirerek başladı benim gibi çevirmeye, elinden almak ne mümkün, yemek yemek keza O başarmak istiyor, Toto'dan bir kuş oyuncak çıkmıştı, dalını takacağım, izledi beni, ardından kuşu elimden alıp dalı çıakrdı ve izlediği gibi takmaya çalıştı, şu patates kafalardan almıştım, göz, kulak, ayak, el (ele bababi diyoruz) bazen doğru yerlere bazen de sıkıntıdan aman Allahım şaşırıyor ne yapacağını. Anahtarı alıyor bilimum bütün kapılarda deneniyor, v.s. v.s...

Özledim seni be bir tanem, sabah uyandığımda çorabının tekini yatağımın kenarında görmekten daha güzel ne olabilir? Hem de hafif kirli altı, seni çok seviyorum pamuk şekerim, gül kokulum...

Hiç yorum yok: