20 Nisan 2007

Yağmur

Uzun zamandır en büyük fobim oldu "susuzluk"... DSİ kırmızı alarma geçmiş bölgemizde barajlardaki su seviyesinden ötürü, bırakın mahsülleri, ağaçları, toprağı, temizlik için bile su bulamayacağız. Nisan ayında Menderes Nehri'nden geçerken ovalar su içinde olurdu, şimdi ise nehir kupkuru!!!
Rüyamda bir yerde otutuyordum. Kafamın üstünden gri bulutlar geçiyordu, hızla ve çok yukarıdalar... Yine yukarıda hava yine yağmur yok diyordum, sonra kapkara bir bulut tam başımın üstünden geçip hani bir toz bulutuymuş gibi "püf"leyip yok oluyordu...
Bu rüyanın anlamı şuymuş: (Bu arada Aslı'nın verdiği fal linkinde hep birbirine paralel yorumlar ve rakamlar, kağıtlar çıktı, sürekli bir problem, bir üçüncü kişi, bir sorun, işle ilgili benden yüksek birileri ve iyi haberler, maddi anlamda iyi fakat manevi anlamda kötü durumlar görünüyor, tatil moduna epey girdim sanırım.)...

Çok uzun yorumlar vardı nette, diyadinnet diye bir site vardı, okurken çok sıkıldım, şu kısaymış:
Koyu yağmur bulutları, problemlere, kara bulut karşılaşılacak zorluklara, bulutlardan yağmur yağıyorsa, bolluk ve berekete işaret eder. Başın üstünden bir bulut geçmesi üst seviyede saygın birisinin sizi destekleyeceğine, renkli bulut mutlu bir hayata Açık renkli bulutlar, sorunların aşılmasına başarıya ulaşılacağına yorumlanır. işarettir.

19 Nisan 2007

Köy Enstitüleri


"SÜRER EKER BİÇERİZ, GÜVENİP ÖTESİNE,
MİLLETİN HER KAZANCI MİLLETİN KESESİNE
TOPLANDIK BAŞ ÇİFTÇİNİN, ATATÜRK'ÜN SESİNE
TOPRAKLA SAVAŞ İÇİN, ZİRAAT CEPHESİNE."
"Köy Enstitülerini Cumhuriyetin eserleri içinde en kıymetlisi , en sevgilisi sayıyorum. Köy Enstitülerinden yetişen evlatlarımızın muvaffakiyetlerini ömrüm boyunca yakından ve candan takip edeceğim.(9.5.1941)" diye söz vermişti İnönü. Köy enstitülüler, bu sözü yıllar sonra acıyla anımsayacaklardı...
Köy Enstitüleri İlkokullara öğretmen yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı Kanun ile açılmış okullardır.

1940 yılından başlayarak, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yakınlarında Köy Ensititüleri açıldı. Türkiye'nin her yanında ilkokullara öğretmen yetiştirmek üzere açılmış okullardır. 1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı. Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954'te kapatıldılar.

Neredeyse tüm Anadolu'nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği gözönüne alınarak, dönemin başbakanı İsmet İnönü'nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle kuruldular. Köy Enstitüleri'nin kurulması ve yaygınlaşması konusunda pedagoji uzmanı Halil Fikret Kanad'ın çalışmaları da unutulmamalıdır. Kanad, "köye göre öğretmen" fikrini savunmuştur.

Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran ve Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir.


Üniversitede iken bu konuyu araştırmıştım seçmeli derslerimizden birinde. Geçen gün de tv8'deki belgeseli izleyince günlüğe bunları katmak gerekir diye düşündüm. Töre cinayetleri, trafik terörü, içimizdeki terör, dün Malatya'da yaşanan vahşet, daha önceleri yaşanan pek çok katliam, cinayet...
Bir çok şey elimizdeydi, başarılabilirdi, hakikaten kendimizden daha güçlü düşmanımız yok hiç bir yerde...
Köy Enstitüsü Hareketi ile ilgili gelişmeleri izleyebilmek için, önemli tarihleri satırbaşlarıyla anımsamak pratik yararlar sağlayabilir. Bunlar daha çok önemli düzenleme tarihleridir. Şöyle:

1935 yılında toplanan CHP Büyük Kurultayı, köye ağırlık verme politikasını benimsedi. Atatürk bu politikayı eğitim alanında yürütmek üzere, eski kurmayı Saffet Arıkan'ı Milli Eğitim Bakanı olarak görevlendirdi.

1935 yılında, İsmail Hakkı Tonguç, Bakan Arıkan tarafından MEB İlköğertim Genel Müdürlüğü'ne atandı. (Önce vekâleten, sonra asaleten)
(Saffet Arıkan, Atatürk'ün isteği ve geçerli bir köy eğitimi kurma direktifi ile Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilmiş, çavuşlardan yararlanma ve "Eğitmen" sözcüğü de kendisi tarafından önerilmiştir. Yeni bakan, ilk iş olarak bu konuda yetkili ve güvenilir bir eğitken aramış, yakınlarınca önerilen bu işin gerçek adamını, İsmail Hakkı Tonguç'u bulmuştur.)


1936-37 öğretim yılında, Eskişehir Çifteler Devlet Çiftliğinde ilk Eğitmen Kursu açıldı. Bu kurs 6 ay kadar sürdü. (Kültür Bakanlığı Dergisi, Sayı 20-1, 1937)

Haziran 1937'de 3238 sayılı Köy Öğretmenleri Kanunu çıkarıldı; Eğitmen Kurslarının sayısı çoğaltıldı. 6 - 8 ay süreli bu kurslar, değişik illerde 1948 yılına kadar yinelendi.

1937-38 öğretim yılında Eskişehir / Çifteler ve İzmir / Kızılçullu'da iki Köy Öğretmen Okulu açıldı. Bunlara 1938-39 öğretim yılında Kırklareli / Kepirtepe, 1939-40 öğretim yılında da Kastamonu / Gölköy Köy Öğretmen Okulları eklendi.

7 Temmuz 1939 günü 3704 sayılı yasa çıkarılarak, Eğitmen Kursları ile yeni kurulacak Köy Öğretmen Okulları (Köy Enstitüleri) için arazi sağlandı ve bu kurumlara döner sermaye verildi.

17 Nisan 1940 günü 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu kabul edildi (17 Nisan günü, "Köy Enstitüleri Bayramı" olarak kutlanmaya başlandı). Köy Öğretmen Okulları, Köy Enstitülerine dönüştürüldü ve 1940-41 öğretim yılında 10 yeni Enstitü daha açıldı. Bu sayı 1945-46 öğretim yılına kadar 20'ye çıkarıldı; 1948-49 öğretim yılında bir tane daha açıldı.

19 Haziran 1942 gün ve 4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu çıkarılarak, İlköğretim ve Köy Eğitimi Sistemi bütün ayrıntılarıyla düzenlendi. Bu yasa için, İlköğretim Genel Müdürlüğünce (Kuşkusuz Tonguç'un öncülüğünde) hazırlanıp 30.11.1943 günü ilgililere duyurulan Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu İzahnamesi ile Köy Enstitüsü sisteminin amacı, felsefesi, örgütlenişi, görevlerinin nitelikleri ve sorumlulukları ayrıntılarıyla belirlendi.

1942 yılında Ankara / Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde, Köy Enstitülerine öğretmen, yönetici, denetmen; ülkeye köy araştırmacısı yetiştirmek üzere, Köy Enstitülerinin en yetkin öğrencilerini alıp yetiştiren üç yıl süreli Yüksek Köy Enstitüsü açıldı.

Köy Enstitüleri Eğitim Programı 6 yıllık bir denemeden sonra, 1943 yılında yürürlüğe konuldu.

1945 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile 1954 yılına kadar sürecek bir plan yapılarak, 10 yıllık bir İlköğretim Seferberliği ilan edildi.

1946 yılında yapılan genel seçim sonucunda CHP'nin tutucu kanadı iktidara ağırlığını koydu; Hasan Âli Yücel bakanlık görevinden ayrıldı, Tonguç ve ekibi de görevden uzaklaştırıldı.

1947 yılında Köy Enstitüsü Öğretim Programı ve Yönetmeliği değiştirilerek, öğrencilerin yönetime katılması, iş eğitimi gibi temel ilkeler ve etkinlikler kaldırıldı; mezunlara arazi ve teçhizat verme uygulaması sona erdirildi.

1947 yılı sonlarında Yüksek Köy Enstitüsü kapatılarak öğrencileri başka okullara nakledildi. Yüksek Köy Enstitüsü mezunlarından bazıları "solcu" oldukları gerekçesiyle, yedek subay okulunda, "çavuş" çıkarıldı.

1948 yılında Eğitmen Kurslarına son verildi ve birçok eğitmen de görevden uzaklaştırıldı.

1950'den sonra Köy Enstitülerinin kız öğrencileri ayrılarak, Kızılçullu ve Beşikdüzü Köy Enstitülerinde toplandı. Sonra Kızılçullu kapatılıp öğrencileri Bolu Kız Öğretmen Okuluna aktarıldı. Aynı yıllarda 4 enstitüdeki Sağlık Kolu kapatıldı.

1951 yılında Köy Enstitülerinin öğretim süresi 5 yıldan 6 yıla çıkarıldı.

1953 yılında Köy Enstitüleri Programı ile İlköğretmen Okullarının programları birleştirildi.

1954 tarih ve 6234 sayılı yasa ile Köy Enstitüleri, İlköğretmen Okulu'na dönüştürüldü.

Bir de yasaları okusanız...
Öğretim programına bir bakar mısınız?
Bu da ders dağıtım çizelgeleri...

Çabuk unutuyoruz.

05 Nisan 2007

Aklı petrol ve borsa dışında hiçbir şeye yatmayanlara karşı, bölgede ikinci bir Irak olmasın derdindeyiz, hepsi bu.
5 Nisan 1994 yılında Anadolu Lisesi'nde Lise 1'deyim, aynı zamanda yatılı pansiyondaki günlerim devam ediyor. Bizim için sınavlar var, dershane var, aklımız bir karış havada, ancak yemek yerken akşam haberlerinde öğreniyorduk bunları ve aklıma yazın bahçe evimizde ağaçtan koparıp da yediğim şeftaliyi üstüme bulaştırmama savaşı verirken star tv.de gördüğüm dolar ve mark değerleri gelmişti. Neler varmış 5 Nisan'da geçmiş yıllarda?
-1994 yılında, ekonomiyi darboğazdan çıkarmayı hedefleyen hükümet, bir dizi sert ekonomik kararlar aldı. Türk Lirası'nın değeri yüzde 38.8 oranında devalüe edildi.
-Annem hamileydi, babam anneme küsmüştü, ben de babama küsmüştüm, haftasonları eve geldiğimde babam ayrı odada biz ayrı odada yemek yerdik.
-İlk kez bir "erkek arkadaşım" olmuştu.
-Milli Eğitim'in sınavında il 3.sü olmuştum.
-AKP'nin kuruluş adımları atılmıştı. Erdoğan hapisten çıkmıştı sanırım 10 yıl önce.
Şimdi ise ülke gerçeklerinde pek bir değişim olmamış gibi, aynı isimler aynı rakamlar...